Son dakika bilgisi olarak duyurulan bu gelişme, birçok kişinin endişelenmesine neden oldu. 18 Ekim 2023 tarihinde, Türkiye’nin en kalabalık bölgelerinden biri olan Marmara Denizi'nde 3,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin merkezi, Çınarcık açıkları olarak belirlendi ve derinliği 7 kilometre olarak kaydedildi. Bu durum, bölge halkında panik ve endişeye yol açtı. Çeşitli şehirlerde hissedilen deprem, uzmanlar tarafından dikkatle değerlendiriliyor.
Marmara Denizi'nde meydana gelen depremin hemen ardından, AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tarafından yapılan açıklamalara göre, deprem İstanbul ve çevresinde de hissedildi. İlk tespitlere göre, depremin herhangi bir hasara yol açmadığı bildirilse de, vatandaşların yaşadığı endişe göz ardı edilemez. Uzmanlar, bu tür sarsıntıların Marmara Bölgesi için olağan bir durum olduğunu ancak her an meydana gelebilecek büyük depremler konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Deprem sonrası Twitter ve diğer sosyal medya platformlarında, halkın yaşadığı anlık korku ve panik anları paylaşıldı. Bu paylaşımlar, depremin artık bir alışkanlık haline gelen sık sık hissedildiği durumlarla karşılaştırmalar yaparak, insanların kaygılarını dile getirmesine olanak tanıdı.
Marmara bölgesi, dünya üzerindeki en aktif fay hatlarından birinin üzerinde yer alması nedeniyle, sürekli olarak deprem riski taşımaktadır. Uzmanlar, bu bölgedeki depremlerin sıklığını artıran birkaç önemli faktöre işaret ediyor. 1999 yılında meydana gelen İzmit depremi, bölgedeki deprem korkusunu artırmış, insanların hazırlıklı olmaları gerektiğine dair farkındalığı artırmıştır. Ancak zamanla bu durum hafızalardan silinmeye başlamış ve özellikle genç nesil arasında deprem tehlikesi yeterince bilinmemektedir. Bilimsel veriler, yakın gelecekte Marmara Bölgesi’nde daha büyük bir depremin meydana gelebileceğini öne sürmektedir. Bu nedenle, acil durum planlarının güncellenmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Marmara Denizi’nde yaşanan 3,7 büyüklüğündeki deprem, bölgenin doğal afetlere karşı ne denli hazırlıklı olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Devlet ve yerel yönetimlerin, deprem konusunda vatandaşları bilinçlendirme çalışmalarına hız vermesi gerektiği aşikâr. Herkesin güvenliği için alınacak önlemler, toplumun geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.